2 Ocak 2014 Perşembe

ANADOLU UYGARLIKLARI - GEÇ HİTİT ŞEHİR DEVLETLERİ

                           Geç Hitit Devletleri


Anadolu tarihinde, Demir Çağı Uygarlıkları arasında yer alan Geç Hititler (Geç Hitit Devletleri olarak da bilinir) Tuz Gölü ve Fırat Nehri arasında kurulmuş devletlerin oluşturduğu uygarlıktır. M.Ö 1200’lü yıllarda, Ege’den göç eden toplulukların, birbirlerinden bağımsız halde kurdukları devletlerden oluşmuştur. Yıllar içinde çevre kültürlerden etkilenen Geç Hititler, M.Ö 11. yüzyıldan sonra Aramiler’in siyasi ve kültürel etkisi altında kalmış, sonucunda da Aramileşlerdir.
Kargamış kenti, bir ticaret kenti olarak Geç Hititler’in en önemli ve ünlü kenti olmuştur. Mezopotamya, Anadolu ve Mısır’ı birbirlerine bağlayan bir kavşak kenti konumundadır.
Kendilerinden önceki Hitit kültürü ve sanatını yaşatan Geç Hititler, mimari açıdan da bu etkiyi sürdürmelerine karşın, kendilerine ait “hilani” isimli bir malikane tarzını mimarilerine katmışlarıdır. Bir diğer sanat olan heykeltıraşlık ise mimari ile iç içe geçmiştir. Ancak bir süre sonra heykeltıraşlık, mimari için yapılır hale gelmiştir. Ayrıca oymacılık da bu uygarlıklarda öne çıkan bir diğer zanaattır.
Geç Hititler, dini törenleri ve sembolleri bakımdan da Hititler’e bağlı kalmışlardır.
Geç Hititler, tüm krallıklarda Hitit hiyeroglif yazısını kullanarak ortak bir kültür yaratmıştır.
Geç Hititler, uzun bir süre Urartu ve Asurlular’a bağımlı halde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak sonunda, Asurlular tarafından yıkılmışlardır.

Geç Hitit Devletleri’nin Yıkılışı

Geç Hitit Devletleri varlıkları sürdürmeye başladığı günden yıkıldıkları zamana kadar Urartu ve Asurlular’a bağımlı olmuşlardır. Ayrıca bu devletler Asurlular’a vergi vermektedir.
Milattan önce 730 yılında kendine Büyük Kral ünvanını veren ve Asurlular’a vergi vermeyi reddeden Tabal hükümdarı Wassusarma Asurlular tarafından tahttan indirilmiştir. Onun yerine krallık soyundan olmayan Hulli, Asurlular tarafından Tabal kralı yapılmıştır. Daha sonra Asurlular Sam’al kentini aldı ve kenti yaktı, yıktı. Bu olaydan sonra Asur valileri tarafından yönetildi ve Asur iradesi orada kalıcı olmuştur.
II. Şarrukin zamanında Asurlular; Elam, Frigya, Mısır ve Urartularla ittifak kuran Geç Hitit Devletleri’yle mücadele etmiştir. Bu dönemde Que ve Hilakku Devletleri II. Şarrukin zamanında fethedilmiştir.
Tabal’ın yerel krallarından Kiakki, Muşki Kralı Mita tarafından kendi tarafına çekilince, II. Şarrukin Tabal’a milattan önce 718 yılında bir sefer düzenlemiştir. Bu sefer sonrasında Kiakki’nın yerine Atunalı Matti’yi tahta geçrimiştir. Daha önce Asurlular’a isyan eden Tabal Kralı Hulli’nin hakları II. Şarrukin tarafından geri verilmiştir. Hulli’de buna karşılık olarak Asurlular’a sadık kalmıştır. II. Şarrukin, Hulli’den sonra yerine geçen Ambaris’le kızını evlendirir. Ayrıca Asurlular Hilakku Devletini de alarak Tabal’a vermiştir. Bunun tek nedeni, kendileriyle Frigya ve Urartu Devletleriyle bir tampon bölge oluşturmaktır. Bu tampon bölge ile ayrıca ittifak kurmalarını engellemişlerdir.
En güçlü Geç Hitit Devleti olan Kargamış Friglerin desteğiyle Asurlular’a karşı ayaklanmıştır. Kendisine vergi veren Kargamış’ın bu ayaklanmasına karşılık Asurlular savaş başlatmıştır. Bu savaşta Frigya ve Urartu Devletleri destek vermeyince Kargamış, Asurlular’a mağlup olmuş ve tarihe karışmıştır.
II. Şarrukin milattan önce 715 yılında Frigler’e karşı Batı Que’a düzenlediği seferden galip çıkmıştır. Bu sonuçla Que’da Asur alehine olan düzeni tekrar lehine çevirmiştir. Bununla birlikte Hilakku’da tekrar Asur denetimine girmiştir. Bu olaydan 2 sene sonra yani milattan önce 713 yılında, Tabal Kralı Ambaris Frigler ve Urartular’la işbirliğine gitmiştir. Bunu öğrenen II. Şarrukin Tabal Devleti’ni ilhak eder. Bununla birlikte Hilakku Devleti de alınır. Bu olaylar sonucunda Hilakku ve Tabal direkt olarak Asurlular’a bağlanmıştır.
Milattan önce 712 yılında II. Şarrukin Melid ve Kammanu’ya bir sefer yapmıştır. Bu iki devlet kral Gunzinanu döneminde birleşmiştir. II. Şarrukin başa geldiğinde Gunzinanu’nun yerine Tarunazi’yi tahta çıkarmıştır. Ancak Tarunazi’nin çıkarttığı isyan milattan önce 712’de düzenlenen seferin nedenidir. Asurlular’ın saldırısı sonucunda Melid düşmüştür. II. Şarrukin, Melid’in idaresi Kummuh Kralı Mutallu’ya vermiştir.
Milattan önce 711 yılında Gurgum Devleti Asur egemenliğine girer ve bir Asur eyaleti olur.
II. Şarrukin milattan önce 708 yılında Kummuh’a saldırdı. Bu saldırı sırasında Mutallu ailesi ile birlikte kaçtı. Bunun sonucunda Kummuh ve Melid Asur egemenliğine girdi.
Bu olaylar sonrasında Geç Hitit Devletleri teker teker Asur egemenliğine girdi ve bu bölgeler Asur valileri tarafından yönetildi. Asurlular’ın egemenliği ile siyasal kimliklerini yitiren ve göç ettirilen krallıklar zamanla kültürel kimliklerini kaybetmişlerdir.

Geç Hitit Devletleri’nin Yıkılışı

Geç Hitit Devletleri varlıkları sürdürmeye başladığı günden yıkıldıkları zamana kadar Urartu ve Asurlular’a bağımlı olmuşlardır. Ayrıca bu devletler Asurlular’a vergi vermektedir.
Milattan önce 730 yılında kendine Büyük Kral ünvanını veren ve Asurlular’a vergi vermeyi reddeden Tabal hükümdarı Wassusarma Asurlular tarafından tahttan indirilmiştir. Onun yerine krallık soyundan olmayan Hulli, Asurlular tarafından Tabal kralı yapılmıştır. Daha sonra Asurlular Sam’al kentini aldı ve kenti yaktı, yıktı. Bu olaydan sonra Asur valileri tarafından yönetildi ve Asur iradesi orada kalıcı olmuştur.
II. Şarrukin zamanında Asurlular; Elam, Frigya, Mısır ve Urartularla ittifak kuran Geç Hitit Devletleri’yle mücadele etmiştir. Bu dönemde Que ve Hilakku Devletleri II. Şarrukin zamanında fethedilmiştir.
Tabal’ın yerel krallarından Kiakki, Muşki Kralı Mita tarafından kendi tarafına çekilince, II. Şarrukin Tabal’a milattan önce 718 yılında bir sefer düzenlemiştir. Bu sefer sonrasında Kiakki’nın yerine Atunalı Matti’yi tahta geçrimiştir. Daha önce Asurlular’a isyan eden Tabal Kralı Hulli’nin hakları II. Şarrukin tarafından geri verilmiştir. Hulli’de buna karşılık olarak Asurlular’a sadık kalmıştır. II. Şarrukin, Hulli’den sonra yerine geçen Ambaris’le kızını evlendirir. Ayrıca Asurlular Hilakku Devletini de alarak Tabal’a vermiştir. Bunun tek nedeni, kendileriyle Frigya ve Urartu Devletleriyle bir tampon bölge oluşturmaktır. Bu tampon bölge ile ayrıca ittifak kurmalarını engellemişlerdir.
En güçlü Geç Hitit Devleti olan Kargamış Friglerin desteğiyle Asurlular’a karşı ayaklanmıştır. Kendisine vergi veren Kargamış’ın bu ayaklanmasına karşılık Asurlular savaş başlatmıştır. Bu savaşta Frigya ve Urartu Devletleri destek vermeyince Kargamış, Asurlular’a mağlup olmuş ve tarihe karışmıştır.
II. Şarrukin milattan önce 715 yılında Frigler’e karşı Batı Que’a düzenlediği seferden galip çıkmıştır. Bu sonuçla Que’da Asur alehine olan düzeni tekrar lehine çevirmiştir. Bununla birlikte Hilakku’da tekrar Asur denetimine girmiştir. Bu olaydan 2 sene sonra yani milattan önce 713 yılında, Tabal Kralı Ambaris Frigler ve Urartular’la işbirliğine gitmiştir. Bunu öğrenen II. Şarrukin Tabal Devleti’ni ilhak eder. Bununla birlikte Hilakku Devleti de alınır. Bu olaylar sonucunda Hilakku ve Tabal direkt olarak Asurlular’a bağlanmıştır.
Milattan önce 712 yılında II. Şarrukin Melid ve Kammanu’ya bir sefer yapmıştır. Bu iki devlet kral Gunzinanu döneminde birleşmiştir. II. Şarrukin başa geldiğinde Gunzinanu’nun yerine Tarunazi’yi tahta çıkarmıştır. Ancak Tarunazi’nin çıkarttığı isyan milattan önce 712’de düzenlenen seferin nedenidir. Asurlular’ın saldırısı sonucunda Melid düşmüştür. II. Şarrukin, Melid’in idaresi Kummuh Kralı Mutallu’ya vermiştir.
Milattan önce 711 yılında Gurgum Devleti Asur egemenliğine girer ve bir Asur eyaleti olur.
II. Şarrukin milattan önce 708 yılında Kummuh’a saldırdı. Bu saldırı sırasında Mutallu ailesi ile birlikte kaçtı. Bunun sonucunda Kummuh ve Melid Asur egemenliğine girdi.
Bu olaylar sonrasında Geç Hitit Devletleri teker teker Asur egemenliğine girdi ve bu bölgeler Asur valileri tarafından yönetildi. Asurlular’ın egemenliği ile siyasal kimliklerini yitiren ve göç ettirilen krallıklar zamanla kültürel kimliklerini kaybetmişlerdir.

Geç Hitit Devletleri Döneminde Asurlular

Hitit Devleti’nin yıkılıp, ona bağlı beyliklerin devlet olduğu dönemde, Suriye’ye asırlarca sürecek Arami göçleri başlamıştır. Arami göçleri sırasında Asur’un Kralı I.Tukulti-apil-Eşarra’dır. Bu kral zamanında Asurlular, Melid Devleti’ni vergiye bağlar ve Kargamış Kralı II. İni-Teşup’tan da haraç alır. Ancak her sene tekrar eden Arami saldırıları sırasında güç kaybeden Asur Devleti, kuzeyden gelen Müşki saldırısıyla iyice zayıflamıştır.
Zayıflayan Asur Devleti’nin tekrar güçlenmesi ve ayağa kalkması II. Aşşur ve onun oğlu II. Adad-Nirari zamanında olmuştur. Bu döneme Yeni Asur Dönemi denmektedir. Asur Devleti güçlendikten sonra topraklarını Güneydoğu Anadolu, Yukarı Dicle bölgesi ve Fırat’ın batısına geçerek Akdeniz’e kadar genişletmiştir.
Zaman zaman ilerlemesi dursa ve bazı ayaklanmalar çıksa da, Asurlular yaklaşık 500 yıl içerisinde Geç Hitit Devletleri’nin hepsini kendi egemenliğine katmıştır ve en geniş topraklarına ulaşmıştır. Ancak M.Ö. 600’lü yıllarda Kimmer,Tabal ve Urartu Devletleri Asurlular’a karşı bir ittifak oluşturmuşlardır. Bunun üzerine Asurlular bu ittifaka karşı bir sefer düzenledi ancak başarısız oldu.
M.Ö. 667 ve 663 yıllarında Mısır’da meydana gelen ayaklanmaları bastıran Asurlular daha sonra Tabal ve Hilakku Devletlerini mağlup etti. Tabal Devleti Asur’a düzenli olarak vergi vermeyi kabul etmiştir. Kimmerlerle anlaşan Tabal Devleti Asurlular’ın zayıflamasıyla birlikte vergi ödemeyi bırakmıştır. Ve bir süre sonra da Asur Devleti yıkılmıştır.

Kargamış

    Gaziantep’in Kargamış ilçesinde, Fırat Irmağı ile Suriye’nin kesiştiği alanda kalan Kargamış, tarihte uzun bir süre Hitit İmparatorluğu’nun en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Bir bölümü Suriye sınırlarının içinde kalan Kargamış, Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra ise Geç Hitit Devletleri’nden biri olarak varlığını sürdürmeye devam etmiştir.
Yerleşim planı olarak, savunma kolaylığı da sağlayacak biçimde dikdörtgen bir plan içine kurulmuş olan şehir, dış kent, iç kent ve kale olarak üç farklı kesimden oluşmaktaydı.
Anadolu uygarlıklar tarihinde her dönem var olan Kybele, Kargamış’larda Kubaba adıyla anılmakta ve önemli bir tanrıça olarak büyük saygı görmekteydi.
Bulunduğu yer itibariyle Kargamış, Anadolu ve Mısır arasındaki yolların üzerinde yer alıyordu. Konumu nedeniyle, Geç Hititler döneminde siyasi olarak zor bir durumda kalmıştır. Çünkü dönemin güçlü devletlerinden Asurlular ile karşı karşıya bulunmaktaydı. Bağımsız kaldığı süre içinde yaklaşık on yıl boyunca Asurlular’a direnebilen Kargamış, zamanla önce Asurlular’a haraç vermiş, ardından daha fazla direnemeyerek Asurlular tarafından yıkılmış ve onların topraklarına katılmıştır.

Geç Hitit Devletleri Coğrafyası

    Geç Hitit Devletleri Tuz Gölü’nün güneydoğusu ile Fırat Nehri’nin batısı arasındaki bölgeye yayılmıştır. Geç Hitit Devletleri’nden biri olan Tabal Devleti sınırları o dönemin Kappadokia’sı yani, Kayseri, Aksaray, Niğde ve Nevşehir illerini kapsar. Başlangıçta 24 yerel kralın oluşturduğu bir federasyon olan Tabal Devleti batıda Frigya, doğuda Melid Devleti, güneyde ise Hilakku Devleti ile komşuydu.
Melid Devletinin başkenti bügünkü Malatya şehrinin güneydoğusunda bulunan Arslantepe’dedir. Melid Devleti Tabal, Urartu ve Asur devletlerinin komşusuydu ve bu devletleri birbirine bağlayan yolun üzerinde yer alıyordu.
Bir başka Geç Hitit Devleti olan Gurgum Maraş bölgesinde bulunuyordu ve daha sonra Asur’lular tarafından yıkılmıştır.
Sam’al Krallığı ise Gaziantep’in İslahiye ilçesi yakınlarındaki Zincirli’de yer alıyordu.
En güçlü Geç Hitit Devleti olan Kargamış’ın yukarı şehir kalıntıları Gaziantep’in Kargamış ilçesinde olup, aşağı şehir ise Suriye’de Cerablus’dadır. Bu devletin bir başka önemi ise Mezopotamya, Mısır ve Anadolu’yu bağlayan yolların birleştiği, kavşak noktasında bulunmasıdır.
Güneyden Kargamış’ın komşusu olan Kummuh Devleti’nin toprakları Adıyaman ilini kapsamaktadır. Kummuh’un diğer komşuları ise, kuzeyde Melid, güneybatı ve batıda Gurgum, Sam’al ve Arpad’dır.
Pattin (Unqi) Krallığı sınırları Amik Ovası ve Antakya’yı kapsamaktadır. Bu ülke Unqi adını ise Arami etkisine girdikten sonra almıştır.
Ovalık kilikya, Çukurova’da bulunan Que Devleti şehir krallıklarından oluşan bir federasyondu. Que Devleti’ne Adana ve Tarsus şehirleri bağlıydı. Ayrıca Ceyhan Nehri’nin batısında, Karatepe şehrinde bulunan Azatiwataya şehri de Que Devleti’ne bağlı bir şehir devletiydi.
Que ülkesinin kuzey ve kuzeybatısındaki dağlık bölgesindeki Hilakku Devleti’nin bulunduğu yer bugünkü Taşeli Platosu’dur. O zamanki adı ise Dağlık Kilikya’dır. Bu ülkenin doğu sınırını Limonlu Çayı (antik çağda Lamos Çayı) oluşturmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan
Bahseder gerçi duyanlar o onulmaz yaradan.
Derler ki: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Y. Kemal Beyatlı)