( 1482–1497 )
Sultan İkinci Bâyezîd devri sadrâzamlarından. Arnavut asıllı devşirme olup, Müslüman olduktan sonra kâbiliyetli görüldüğünden Enderûn’a alınıp yetiştirildi.
Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde Anadolu Beylerbeyliği hizmetinde bulundu. 1472’de Karaman vâlisi Şehzâde Mustafa ile Akkoyunlu hükümdârı Uzun Hasan’ın yeğeni Yusufça Mirzâ arasında vukû bulan harpte Şehzâde’nin maiyetinde çarpışmaya katıldı. 1473 yılında meydana gelen Otlukbeli Muhârebesinde ise öncü kuvvetlerin komutanı olarak hizmet etti. 1476’da Fâtih Sultan Mehmed Hanın Boğdan ve Macaristan seferlerine Anadolu Beylerbeyi olarak katıldı. 1478’de Süleymân Paşa yerine Rumeli Beylerbeyi oldu. Bu görevdeyken Arnavutluk’un fethi için fevkalâde hizmet etti. Bu muharebeler için döktürdüğü çeşitli toplarla askerlikteki üstün kâbiliyetini göstermişti. Leş, Digros ve Gölbaşı denilen yerleri bu toplarla zaptettikten sonra İşkodra’nın ele geçmesini de kolaylaştırdı.
Fâtih Sultan Mehmed Hanın vefâtı üzerine tahta geçen Sultân İkinci BâyezîdHan zamanında vezir oldu. 1483’te İshak Paşanın yerine sadrâzamlığa tâyin edildi. Tam on beş sene bu mühim hizmeti mahâretle yürüttü. Sadrâzamlığı sırasında iki defâ sefere çıktı. Birçok yerlerin Osmanlı ülkesine katılmasını sağladı. Hersekzâde Ahmed Paşanın yenilerek esir düşmesi üzerine 1487’de Memlûklüler üzerine yapılan muhârebenin komutanlığını yürüttü. Adana ve Tarsus’u ellerinden aldı. Memlûklular ile harp çıkmasına sebep olan Karaman Beyi Turgut oğlu Mehmed Beyi tâkip etti ise de yakalayamadı. Bulgar dağlarında yaşayan ve Karamanlılara bağlı olan Varsak Türkmenlerini Osmanlı Devletine bağladı. 1497’de sadrâzamlıktan alınarak Dimetoka’da oturmaya müsâade edildi.
1499’da burada vefât eden Dâvûd Paşa, İstanbul’a getirilerek kendisinin yaptırdığı câmi-i şerîfin mihrâbı önündeki özel türbesine defnedildi.
Gâyet dindâr ve dirâyetli bir vezir olan Dâvûd Paşa, âlimleri sever ve hürmet ederdi. Ordu hizmetlerinde bulunduğu sırada çoğu defâ en ön safta yalın kılıç düşman üzerine yürürdü. Çocukluk yaşlarından beri hiçbir seferden geri kalmamıştı. Bu seferler esnâsında ele geçen ganîmetleri isrâf etmediği için zengin olmuştu.
İstanbul Avratpazarı'nda (günümüzde Fatih ilçesi sınırları içindeki Cerrahpaşa Semti) cami, imaret, çeşme, medrese ve türbeden oluşan ve kendi adını taşıyan külliyeyi, Üsküp'te yine kendi adını taşıyan çifte hamamı yaptırmıştır. Külliyesindeki türbeye gömülmüştür.
İstanbul'daki Davutpaşa semti onun adını taşımaktadır. Avrupa'ya sefere çıkan Osmanlı ordularının uğurlandığı sahra olan ve bütün dönemlerde askeri amaçlarla kullanılmış bulunan bu mevkide Fatih Sultan Mehmet için bir ordugah köşkü olan ilk yapıyı inşa ettiren kişi olduğu için burası Davutpaşa Sahrası (daha sonra Davutpaşa Kışlası vs.) olarak anılagelmiştir.
Külliyesinin bir parçasını oluşturan ve yüzyıllar içinde deprem ve yangın gibi nedenlerle harap duruma düşmüş Fatih Davutpaşa Medresesi'nin aslına uygun şekilde restore edilerek Türk Diyabet Vakfı hizmetine verilmesi projesi yapılmış ise de, kaynak yetersizliğinden gerçekleştirilememiş olup, medrese halen yıkıntı halindedir.
- Danişmend, İsmail Hâmi, (1961) Osmanlı Devlet Erkânı, İstanbul:Türkiye Yayınevi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan
Bahseder gerçi duyanlar o onulmaz yaradan.
Derler ki: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Y. Kemal Beyatlı)