8 Ocak 2014 Çarşamba

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA GAYR-I MÜSLİMLER

OSMANLI  İMPARATORLUĞU’NDA GAYR-I  MÜSLİMLER

Türkler  daha çok  asker,  çiftçi,  kamu  görevlisiyken  Rumlar;  denizci  ve  tüccardı.Ermeniler  ise esnaf,  zanaatkar,  banker,  tüccar   ve  simsardı.   Osmanlılar’ın  dış  ticareti  genellikle Ermeniler  tarafından   yürütülmekte  idi.Bunun  sonucunda  Ermeniler çok  zenginleşmişlerdir.Ayrıca  azınlıkların   askerlik  hizmeti ile  yükümlü  olmamaları  da onların   ticari  alanda   başarı  kazanmalarının   en  büyük  nedenlerinden   birisi  idi.Ermeniler  devletin  bütün  kademelerinde  yer  almışlardı:
Paşa                                          :29
Bakan                                        :22
Mebus                                       :33
Büyükelçi                                   :7
Diplomat                                    :1
Üniversite  öğretim  üyesi            :11
Yüksek  rütbeli  subay                :41
Osmanlı  İmparatorluğu’ndaki   gayr-ı  Müslimler,  özellikle   dini,  eğitim  ve  aile  hukukunu  ilgilendiren   doğum,  evlenme,  boşanma,  vasiyet ,  miras  gibi  konularla  ilgili  meselelerini ,  kendi  kurumlarının  sitemi  içinde  çözebilmek  ve  düzenleyebilmek   hakkına  sahiptiler.Böyle  olmakla  beraber,  bunların  kendi  kurumlarına  başvuracakları  pek  çok   konuda  dahi Osmanlı  hukuk  mercii  olan kadı  mahkemelerini   tercih  ettikleri   görülmektedir.Bu  tercihin  en  önemli sebebi,  şüphesiz  kadı  mahkemelerinin   hem uygulamada  hem  de onlar  nazarında daha  güçlü   ve muteber  olmasıdır.Bunun  yanında  gayr-ı  Müslim  unsurlar,  meselelerini  en  yüksek   karar  mercii  olan ’a  da  götürebilmekte  ve hatta  bu  konu  ile   ilgili  Şeyhülislamdan fetva  istem  hakkına   dahi  sahiptiler.

Uluslar arası  Türk-Ermeni İlişkileri  Sempozyumu-Bildiriler.  İstanbul  2001
İlhan ŞAHİN:Klasik  Dönemde  Osmanlı  İmparatorluğu’nda  Gayrı  Müslimler.s:16

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan
Bahseder gerçi duyanlar o onulmaz yaradan.
Derler ki: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Y. Kemal Beyatlı)