27 Ocak 2014 Pazartesi

TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

KARAHANLILAR (840–1212)
Maveraünnehir’de Bilge Kül Kadir Han tarafından 840 yılında kurulan ilk Türk İslam devletidir. Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri tarafından kurulmuştur. Başkenti Balasagun olan Karahanlıların devlet yönetiminde geleneksel Türk yönetim anlayışı olan kut anlayışını benimsemişlerdir.
Karahanlılar, Abdulkerim Satuk Buğra Han zamanında İslamiyet’i resmi devlet dini olarak kabul eden ilk Türk Devletidir. Halkı, yöneticileri ve ordusunu Türkler teşkil etmiştir. Ordu düzenine önem verilmiş, ordusunda hastane ve posta teşkilatı kurulmuştur.
Resmi dili Türkçe, yazı dili Uygurca olup her alanda Türkçeyi kullanmışlardır.Ulusal kimliklerini her daim korumuşlardır. Kaşgarlı Mahmut’un Divanu Lügati’t-Türk ve Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig önemli eserlerindendir. Mimari alanda ise Ribat en önemli eserlerindendir.
İkili teşkilatı uygulayarak Doğu ve Batı şeklinde ikiye ayrılmıştır. Doğu Karahanlıları Karahıtaylılar 1130 yılında, Batı Karahanlıları ise Harzemşahlar 1212 yılında yıkmıştır.
Medeniyete katkıları ise; Türk-İslam tarihinin ilk yazılı eserleri Karahanlılar tarafından yazılmıştır. İslami dönemin ilk edebi eserleri Karahanlılar zamanında ortaya çıkmıştır. Semerkant Medresesi dünya tarihinde ilk burslu öğrenciliğe örnektir. Karahanlılar, Türk kültürünün gelişmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Önemli devlet adamları Bilge Kül Kağan, Satuk Buğra Han ve Yusuf Kadir Han'dır.

TOLUNOĞULLARI (868–905)
Abbasilerin Mısır valisi Tolunoğlu Ahmet tarafından Abbasilerin Mısır valisiyken Abbasi Devleti’nde merkezi yönetimin zayıflaması sonucunda Mısır’da kurulan Tavaif Mülük devletlerinden biridir. 905 yılında Abbasiler tarafından yıkılmıştır.
Bu dönemde Mısır bayındır hale getirilmiş, Nil nehri’nden kanlar açılarak tarım geliştirilmiştir. Yöneticileri ve ordusu Türk olan bu devletin halkı Arap olup halkla kaynaşma gerçekleşmemiştir.
Yazı dili Arapça olup konuşma dilinde Türkçeye önem vermişlerdir. Mısırda bin yıllık Türk hâkimiyeti’nin öncüsünü bu devlet teşkil etmiştir. Mısırı yeniden inşa etmişlerdir. Kahire’deki Tolunoğlu Ahmet cami en önemli mimari eserlerindendir.

İHŞİDLER (935–969)
Abbasilerin Mısır valisi İhşid Muhammet tarafından Abbasilerin Mısır valisiyken Abbasi Devleti’nde merkezi otoritenin zayıflaması sonucunda Mısır’da kurulan Tavaif Mülük devletlerinden biridir. Tolunoğlu devletinin yerini almışlardır. Fatımiler tarafından 969 yılında yıkılmıştır.
Yazı dili Arapça olup konuşma dilinde Türkçeye önem vermişlerdir. Suriye, Filistin ve Hicaz topraklarını ele geçirmişlerdir. Mekke ve Medine'de hakimiyet kuran ilk Türk devletidir.Devletin varlığına Fatımiler son vermiştir. Yöneticileri ve ordusu Türk olan bu devletin halkı Arap’tır.

GAZNELİLER (963–1187)
Maveraünnehir’de ki Samanoğulları Devleti içinde Alp Tigin tarafından 963 yılında Afganistan’da kurulmuştur. İran ve Afganistan topraklarına ilk kez Gazneliler zamanında yerleşilmiştir. Yönetici kadrosunu Türkler oluşturmuştur. Ordusunu değişik milletlerden, çeşitli etnik unsurlardan oluşan ücretli askerlerden teşkil etmiştir.
Resmi dili Arap alfabesi, edebiyat dili Farsça, günlük konuşma dili ise Türkçedir. Dönemin önemli mimari eserleri ise kervansaraylardır.
Sultan Mahmut’un Hindistan’da İslam’ı yaymak maksadı ile 17 sefer düzenleyerek ve Hint yarımadasını fetih ederek Kast sistemine darbe vurmuşlardır. Günümüzdeki Pakistan’ın temelleri bu dönemde atılmıştır. Firdevsi’nin yazdığı Şehname en önemli eserlerindendir.
1040 yılında yapılan Dandanakan Savaşı’nda Selçuklulara yenilince yıkılışa geçmeye başlamışlardır ve 1187 yılında Afgan Gurlularca yıkılmıştır.
Gazneli Mahmut, Şii Büveyhoğulları’nı yenerek Sunni Halifeyi Şiilere karşı korumuş ve İslamiyet’in koruyuculuğunu üstlenmişlerdir. Bu yüzden de Abbasi halifesi kendisine Sultan unvanı vermiştir. Tarihte sultan unvanı alan ilk Türk Gazneli Sultan Mahmut’tur.
Önemli devlet adamları: Alp Tekin, Gazneli Mahmut ve Mesut'tur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan
Bahseder gerçi duyanlar o onulmaz yaradan.
Derler ki: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Y. Kemal Beyatlı)