27 Ocak 2014 Pazartesi

ŞEHZADE BAYEZİD'İN İSYANI VE ÖLÜMÜ

ŞEHZADE BAYEZİD'İN İSYANI VE ÖLÜMÜ
Kanuni Sultan  Süleyman'ın çocuklarından Mustafa ve Cihangir arka arkaya ölünce tahtın varisi olarak iki şehzade kalmıştır. Karakter bakımından daha çok babasına benzeyen Şehzade Bayezid ve daha naif ve iktidar hırsı olmayan Şehzade Selim'dir.
Hürrem Sultan, Selim'i de dışlamamak üzere tahta Bayezid'in geçmesini arzu etmiştir. Bu yüzden de Bayezid'in hatalarını örtbas ederek babası kanuni Sultan Süleyman ile arasının bozulmaması için çaba sarf etmiştir.
Hürrem Sultan'ın vefatından sonra işler tersine dönmüş, Bayezid en büyük destekçisini kaybetmiştir. İki şehzadenin de hocalığını yapan Lala Mustafa Paşa'nın kendi çıkarları için çevirdiği entrikalar iki kardeşin arasındaki rekabeti ve soğukluğu daha da arttırdığı iddia edilmektedir.
Önceleri Bayezid'in hocası olan Lala Mustafa Paşa kendisini Veziriazam yapacağına inandığı Şehzade Selim'in tarafına geçmiş ve her fırsatta Bayezid'i babası Kanuni Sultan Süleyman'ın yanında yanlış bilgilerle kötülemiştir.
Şehzade Selim'in daha yumuşak mizaçlı olması, her yaptığı işte babasına danışması; fakat Bayezid'in ise başına buyruk işler yapması, hatta babasına bile bazen sesini yükseltmesi Kanuni Sultan Süleyman'ı Selim'e karşı daha da yakınlaştırmıştır.
İki şehzadenin aralarının iyice açılması sonucunda Kanuni Sultan Süleyman olası çatışmaları önlemek için iki kardeşi birbirinden uzaklaştırmak istemiştir. Bu yüzdende her ikisinin sancaklarını  değiştirmiştir. 1558 yılında Şehzade Bayezid'i Kütahya sancağından Amasya'ya, Şehzade Selim'i de Manisa sancağından Konya'ya göndermiştir.
Şehzade Bayezid bu durumu kendisine hakaret saymış ve tahttan daha da uzaklaştırılmak istendiğini düşünmüştür. Uzun süre Kütahya'dan ayrılmamak için çaba sarf etmişse de sonunun da dayanamayıp Amasya'ya doğru yola çıkmak zorunda kalmıştır. Yol boyunca kendisine bir çök kimse katılmış kuvvetleri giderek artmıştır.Kanuni Sultan Süleyman'ın Şehzade Bayezid hakkındaki şüpheleri iyice artınca Şehzade Selim'den yana olduğunu gösteren açıkça  tavırlar göstermeye başlamıştır.
İki kardeş arasındaki çekişme ve Bayezid'in babası ile arasındaki soğukluk gittikçe artınca iki tarafta askeri hazırlıklara başlamıştır. Bayezid etrafına kalabalık bir kuvvet toplamış, Selim ise babasının desteğiyle askeri hazırlıklarını tamamlamıştır. Kanuni Sultan Süleyman bazı beylerbeylerini askerleri ile birlikte Selim'in yanına göndermiştir.
Bayezid Amasya'da iyice daralan bir çemberin ortasında kalmış ve bir yolunu bulup askerleri ile birlikte sancağından ayrılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman bunun üzerine izinsiz sancağını terk eden ve kendi başına askerlerini toplayan Şehzade Bayezid için dönemin Şeyhülislamı Ebussuud Efendi'den isyan suçundan katlinin vacip olduğunu gösteren bir fetva çıkartmıştır.
Şehzade Selim ve Bayezid 'in kuvvetleri Konya önlerinde karşı karşıya gelmişlerdir. Şehzade Selim'in yanında padişah'ın görevlendirdiği Veziriazam Sokullu Mehmet Paşa, Rumeli Beylerbeyi ve de askerleri olunca Şehzade Bayezid için mağlubiyet kaçınılmaz bir hal almıştır.
Şehzade Bayezid babası Kanuni Sultan Süleyman'dan affını dilemiş fakat Kanuni onu bağışlamamıştır. Bunun üzerine Şehzade Bayezid İran Şahı Tahmasb'a sığınmış ve asi durumuna düşmüştür. İran şahı ilk aşamada Şehzade ve oğullarını büyük törenlerle karşılamış ancak Kanuni Sultan Süleyman'ın baskılarına dayanamayarak yüklü miktarda altın ve İran ile dostluk kurulacağı sözü üzerine Şehzade Bayezid'i geri vermeye razı olmuştur. Osmanlı Devleti'nden görevlendirilen elçiler daha oracıkta Şehzade Bayezid'i ve en büyüğü henüz 16 yaşında olan 4 oğlunu teslim almaya müteakip boğarak öldürmüşlerdir.
Şehzade Bayezid'in idam edilmesi Devleti Aliyye'ye isyan suçundandır. Şehzade Bayezid melankolik tabiatlı, zeki, cesur ve birazda fevri bir kişiliğe sahiptir. "Şahi" takma adı ile yazdığı şiirler meşhurdur. Şehzade Bayezid'in babasından af dilemek için yazdığı şiir ve babasının cevaben yazdığı dörtlükler durumu açıklar niteliktedir.
Bu şiirlerden sadece ilk dörtlükleri şöyledir;
Şehzade Bayezid (Şahi):
Ey seraser aleme Sultan Süleyman'ım baba
Tende canım canımın içinde canım baba
Bayezid'ine kıyar mısın benim canım baba
Bi günahım Hak bilir devletü Sultanım baba
Kanuni (Muhibbi):
Ey demadem mazhar-ı tuğyan-ı isyanım oğul
Takmayayım boynuna herkiz tavk-ı fermanım oğul
Ben kıyar mıydım sana ey Bayezid Hanım oğul
Bi günahım deme bari tevbe kıl canım oğul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan
Bahseder gerçi duyanlar o onulmaz yaradan.
Derler ki: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Y. Kemal Beyatlı)