6 Ocak 2014 Pazartesi

KÜLHÖYÜK

Külhöyük
Ankara İli, Haymana İlçesi, Oyaca Kasabası sınırları içerisinde yer alan Külhöyük, dünyaca tanınmış Hitit Kült Merkezi Gavurkale'ye yaklaşık 8 km uzaklıkta ve Boyalık köy yolunun hemen güneyindedir. 1978 yılında bir vatandaşın Haymana Kaymakamlığına yaptığı başvuru ile Müzemiz gündemine girmiş ve 1992 yılında kamulaştırılan höyükte aynı yıl kazı çalışmalarına başlanmıştır.

Külhöyük yaklaşık 250 m. uzunluğunda, 150 m. genişliğinde ve 22 m. yüksekliği olan orta büyüklükte bir höyüktür. Kazısı Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanları tarafından yapılmakta olan höyükte şimdiye kadar Hitit Dönemi ve Eski Tunç Çağı yerleşimleri açığa çıkartılmıştır. Güneyinde bir potern, batı tarafında ise sarnıç (batı 1 tüneli) açığa çıkartılan höyüğün kuzey bölümünde savunma sistemi ile ilgili kalıntılar bulunmuştur. En yüksek bölümünde ise kalın duvarlarla yapılmış ızgara planlı tapınak yada idari bina olarak kullanıldığı sanılan büyük bir yapı yer almaktadır.
1995 yılı kazı çalışmalarına paralel olarak yürütülen ve İTÜ. Maden Fakültesi, Jeofizik Bölümünden bir ekip tarafından gerçekleştirilen arkeojeofizik ölçümleri sonucunda; Külhöyük’ün ilk yerleşiminin birbirine yakın iki tepe üzerine kurulduğu, bu iki tepenin arasından kuzeye doğru su akışı olduğu ve höyük üzerindeki yapılara ait kültür tabakası kalınlığının 8,5 m. olduğu ortaya çıkmıştır.

Kazılarda elde edilen hiyeroglif yazıtlı bir bulla, Mitanni Kültürüne ait bir silindir mühür ve Eski Hitit Dönemine ait bir taş damga mühür en önemli buluntulardır. Bunların yanında pişmiş toprak buluntular, bronz iğneler, bıçaklar, sileks ve obsidyen kesiciler, tarımın çok önemli olduğunu belgeleyen öğütme ve ezme taşları, madenciliğin yapıldığını gösteren taş kalıplar, çok miktarda pişmiş toprak ağırlıklar diğer buluntuları oluşturmaktadır.

Müzemizce 1992 yılında güneydeki potern, batıdaki sarnıç ve tünelde başlayan kazı çalışmalarına höyük üzerinde yapılan kazılarla günümüzde de devam edilmektedir.

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder

    Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan
    Bahseder gerçi duyanlar o onulmaz yaradan.
    Derler ki: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük
    Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Y. Kemal Beyatlı)