3 Ocak 2014 Cuma

1915'te ÇANAKKALE'DE NELER OLDU ?

1915\'te Çanakkale’de neler oldu?
1915\'te Çanakkale’de neler oldu?

Bu kararın ardından boğazın nasıl ele geçirileceğine dair planlar yapılmaya başlandı. Bu konuda İngiltere ve Fransa hükümetlerinin kendilerine olan güveni tamdı

Emre Gül - Dünya Bülteni / Tarih Servisi
Osmanlı İmparatorluğu’nun I.Dünya Savaşı’na girişiyle yeni cepheler açıldı ve savaş sahası daha da genişledi. Osmanlı orduları Kafkas, Irak, Suriye-Filistin, Mısır-Sina gibi birçok cephede savaşmak zorunda kaldı. Bu süreçte İstanbul ve Çanakkale Boğazları İtilaf devletleri için büyük önem kazandı. Osmanlı İmparatorluğu’nu kendilerine rakip olarak bile görmeyen bu devletler, onu en kısa sürede savaş dışı ederek batı cephesinde Almanya’ya karşı yüklerini hafifletmek, yokluk ve iç karışıklıklarla boğuşan müttefikleri Rusya’ya yardım götürebilmek için, Çanakkale’de bir cephe açmaya karar verdiler.
Bu kararın ardından boğazın nasıl ele geçirileceğine dair planlar yapılmaya başlandı. Bu konuda İngiltere ve Fransa hükümetlerinin kendilerine olan güveni tamdı. Çanakkale Boğazı’nı kısa sürede geçeceklerine inanıyorlardı. İngiliz Harbiye ve Bahriye Nazırları, Lord Kitchener ve Churchill uzun süredir tasarladıkları taarruza nihayet karar verdiler. Müttefikler, 19 Şubat 1915 tarihinde, saat 8.30 sıralarında boğazın dış istihkâmlarını 16 Kilometrelik bir mesafeden dördü Fransız, dördü İngiliz olmak üzere sekiz zırhlıdan olaşan bir filo ile bombardıman etti. Böylece “Çanakkale Deniz Harekâtı” başladı.
Çanakkale istihkâmlarının İngiliz-Fransız filosu tarafından ilk bombardımanına dair 20 Şubat 1915 tarihli gazete haberi. Haberde, 8 İngiliz ve Fransız zırhlısının Çanakkale istihkâmlarının en haricinde bulunan tabyalarını 7 saat bombardıman ettiği, büyük çaplı ve 15 santimetrelik toplarla 600 mermi attığı bilgileri veriliyor.
Filonun atış menziline girmesini bekleyen topçularımız gemilerin sahile yaklaşmasıyla açtıkları karşı ateş neticesinde 3 zırhlıyı hasara uğratmışlardı. Bombardımanda amiral gemisinin de yara alması üzerine İngiliz Amiral Garden, filoya geri çekilme emri verdi. Böylece müttefiklerin ilk saldırısı başarısızlıkla neticelenmiş oldu.
Çanakkale’yi bombardıman eden gemilere dair bir haber. (21 Şubat 1915) Haberde ilk bombardımana katılan zıhlıların isimleri verilmekte.
İlk taarruzda Osmanlı tarafının uğradığı zayiat pek az olmuş birer subay ve er şehit olmuş bir er de yaralanmıştır. Osmanlı askerleri vazifelerini büyük bir metanet, maharet, aşk ve ihlâs ile yapmışlardır. 20 Şubat’ta hava şartlarının kötüleşmesi sebebiyle muharebeye ara verilmiş ve 25 Şubat’a kadar önemli bir olay meydana gelmemiştir.
26 Şubat günü düşman 10 zırhlısıyla yarım kalan taarruz için tekrar harekete geçmiştir. Saat 10.00’da başlayan şiddetli bombardımanla boğaz girişindeki tabyaları tahrip eden müşterek filo, ileri harekât sırasında Osmanlı bataryalarının karşı ateşi sebebiyle geri çekilmiştir. Gerçekleşen muharebede Agememnon ve düşmanın iki zırhlısı daha hasara uğramasına rağmen neticede dış bataryalar susturulmuştur.  İlerleyen günlerde aralıklarla bombardımana devam eden düşman donanması iç istihkâmlara doğru yavaşta olsa harekete devam etmiştir.
Kazanılan kısmi başarılar neticesinde kesin zafer çok uzak olduğu halde Amiral Garden, 2 Mart 1915’te Churchill’e çektiği telgrafta Mart ortalarında İstanbul’a ulaşacağı ümidinde olduğunu bildiriyordu. Basınımızda ve kamuoyunda ise Çanakkale istihkâmlarının geçilmesinin imkânsız olduğuna dair görüş hâkimdi. Çanakkale istihkâmlarını teftiş eden Harbiye Nazırı Enver Paşa, bir Alman gazeteciye verdiği mülakatında düşman hükümetlerinin resmi bildiriler ile neşrettikleri yalanlara gülerek mukabele ettiğini ve bu derece ısrarla yalandan medet uman hükümetlerin galip geleceklerini düşünmediğini açıkladı.
7 Marta gelindiğinde İngiliz ve Fransız donanması tarafından Şubat’ın on dokuzunda icrasına girişilen deniz harekâtı, şimdiye kadar boğazın en dışta bulunan istihkâmlarından bir kısmını bir dereceye kadar hasara uğratmaktan başka bir netice vermemişti. Boğazın asıl müdafaa hatlarına henüz temas edilmemiş ve boğazın müdafaası için hayatlarını her zaman topları başında feda etmeye hazır olan ve bu mutlu anın gelip çatmasını şiddetle arzu edip bekleyen subay ve erler mücadeleden vazgeçmemişlerdi.
Bu hale rağmen Amiral Garden, 15 Mart’ta son kararını verdi ve 17-18 Mart’ta yapılacak hareketle Boğazın geçilmesi için plan hazırlandı. Fakat 17 Mart’ta Amiral Garden, görevinden ayrıldı. Yerine Vis Amiral de Roebeck atandı.
18 Mart Deniz Harekatının Filo Komutanı Amiral de Roebeck
Yeni Amiral yapılan plana sadık kalarak, boğazın iki yakasındaki bataryaları susturmak, mayınları temizlemek ve açılan yoldan filonun boğazı geçmesini sağlamak amacındaydı. 18 Mart’taki büyük saldırı öğleden önce saat 11.15’te başladı. İngiliz ve Fransız gemilerinden oluşan harp filosunun birinci hattında Qeen Elizabeth, İnflexible, Triumph, Agememnon, Lord Nelson. İkinci hattında Bouwet, Suffren, Goulois, Charlemenge. Üçüncü hattında Majestik, Swiftsure, Ocean, Irresistible, Wengeange, Albion, Cornwalles, Conopus, Prince George, zırhlıları olduğu halde boğaza yöneldi.
İngiliz-Fransız filosunun genel görünüşü
14 Kilometre mesafeden binlerce mermiyle Türk tabyaları ve Çanakkale şehir merkezini bombalamaya başladı. Osmanlı bataryaları bu saldırıya şiddetli ve isabetli atışlarla karşılık verdiler. Ağır toplar ve obüslerin ateşi düşman üzerinde oldukça etkili oldu. İsabet alan İnflexible, Suffren ve Bouwet’te yangın başladı. Bunun üzerine Amiral Roebeck, gemilerin yıprandığını görerek geri dönmelerini emrettiği ve 3’üncü hattakileri oraya doğru yönlendirdiği sırada saat 14.00’da Boğaza döşenen mayınlara çarpan ve bataryaların mermileriyle isabet alan Bouwet zırhlısı 10 dakika içerisinde bütün personeliyle birlikte battı.
Bouwet batıyor
19 Mart 1915 tarihli İkdam Gazetesi. Zafere ilişkin ilk bilgilerin yer aldığı gazetede “Osmanlı Tarihi muvaffakiyatına şan veren müdafilerimizin mermileriyle gark olmuş bir cesim Fransız zırhlısı: Bouwet’e dair haber.
Buve zırhlısı hakkında malumat. Batırılan ilk zırhlı olan Bouwet’e dair bilgilere yer verilen haber.
Bouwet mürettebatına yardım için giden Gaulois zırhlısı da iki top mermisiyle yaralanıp su almaya başlayınca bütün Fransız gemileri savaş alanından çekilmek zorunda kaldılar. Savaş, 6 İngiliz zırhlısının hücumuyla devam ederken saat 15. 15’te bir mayına çarpan Irresistible yan yatmaya başladı. Ardından Afrika adlı zırhlı da aynı akıbete uğradı ve her iki zırhlı da boğaz girişindeki bataryalarımızın atışlarıyla batırıldılar.
Irresistible batıyor
Saat 17.00 sıralarında ise ilerlemeye devam eden Oceon zırhlısı boğazı geçmek üzere iken bataryalarımızdan açılan ateşle sulara gömülünce nihayet filoya geri çekilme emri verildi ve uçaklarımızın bildirdikleri manzara şu idi: “Düşmanın ağır şekilde hasara uğrayan diğer savaş gemileri Bozacada’ya doğru sürüklenmeye başlamışlardır ve yenilmez armada batmaktadır.”
Batırılan zırhlılardan Oceon
Çanakkale’nin şanlı kahraman müdafilerinin mermileriyle batırılan İngiliz gemilerinden: Irresistible zırhlısı ve Afrika zırhlısı.(20 Mart 1915)
Osmanlı zaferiyle biten muharebenin bütün şiddetine rağmen istihkâmlarımızda sebep olduğu maddi hasar ve zayiat oldukça azdı. Düşmanın kaybı ise batırılan torpidolarından başka son sistem üç zırhlı, büyük küçük 100 top ve 2500 ölüydü.
18 Mart 1915 günü Osmanlı ordusu teknik açıdan kendisinden kat kat üstün müttefik kuvvetlere galip geldi ve Çanakkale Boğazı’nın geçilemeyeceğini tüm dünyaya gösterdi.
Zaferin ardından basında çıkan iki haber. “Şanlı zafer karşısında” ve “Çanakkale Muzafferiyeti Etrafında” başlıklı iki haberde yabancı basından zafere ilişkin bilgiler yer alıyor.
Çanakkale’yi deniz harekâtıyla aşamayacaklarını anlayan İtilaf Devletleri amaçlarına ulaşabilmek için kara harekâtının gerekli olduğunu gördüler ve bunun için hazırlıklara giriştiler. Bundan sonra ise Çanakkale Cephesi’nin ikinci safhası olan “Kara Savaşları” başladı.
KAYNAKLAR:
İkdam Gazetesi, 20, 21,27, Şubat 1915-1, 2, 3, 4, 7, 8,19, 20, 21, 22, 23, Mart 1915 Tarihli nüshalar.
Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, c.V, T.T.K Ankara,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan
Bahseder gerçi duyanlar o onulmaz yaradan.
Derler ki: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Y. Kemal Beyatlı)