27 Aralık 2013 Cuma

ÖN TÜRKLER - ANADOLU TÜRKLÜĞÜ - FRİGYALILAR


Bunlar, Çanakkale ve İstanbul Boğazı’ndan geçerek gelen aynı ırktan Trakolarla karışmışlardır. Frikya’nın en eski oturanları etilerle beraber gelmiş olan Türk Kabileleridir.
Trakolar ilk defa milattan 3000 sene kadar evvel birinci Turova (Troie) şehrini yapmışlar ve orada bir hükümet kurmuşlardı.
Frikya ismi, Anadolu’ya geçen Trako kabileleri içinde hakim kabilenin ismine nispetle verilmiş olmalıdır. Kıtaya bu ismi veren kabilenin ilk geçenler mi yoksa müteakiben gelenlerden mi olduğunu henüz bilmiyoruz.
Bilinen şudur ki, Tuna yalısı ve Trakya tarafından muhtelif devirlerde birçok insan kitleleri boğazdan geçerek Anadolu’ya girmişlerdi. Bunlar bir taraftan Turova’yı evvela tahrip ve sonra yeniden bina ederek araya hakim olmuşlar, bir kısmı da Frikya mıntıkasının diğer kısımlarında Frikya krallığını kurmuşlardır.
Türk Tarihinin Ana Hatları Kitabından
Yazılıkaya
                             Yazılıkaya
 




                     
AT ESİÇ OZ  [ (BEDENDEN) ATILARAK (CENNETTE) YER ALAN]
AT ERİK ESİT  [ ATILMA ERKİ SAHİBİ]
UÇUB İTİGÜW [ UÇURULMAK SURETİYLE]
AP-AT EBİNİZ [ APARILARAK , (GÖTÜRÜLEREK)]
EMİN ELİTİS [ İLETİLMİŞ OLAN (YANİ TANRI'SINA KAVUŞMUŞ OLAN KİŞİ]
AP AT EBİT [ (VÜCUTTAN) ATILARAK APARILMA DÜZENİNDEKİ ]
ÖG ESİTİC İS EBİT [ İŞBU KRAL CANI]
ÖTÜK ESİÇ İS [ (ÖBÜR DÜNYAYA) GEÇMİŞ CANDIR]
UÇUD AT UÇ OZ [ ÇÜNKÜ O, UÇUD ( TANRI TARAFINDAN TAYİN EDİLMİŞ OLAN LİDER ) İDİ VE ATILARAK UÇMAK SURETİ İLE (CENNETTE)  YERİNİ ALMIŞ  ? ]
ÖK ÖTÜK AT [ RABBE GEÇMEK ÜZERE (VÜCUTTAN) ATILMA]
EMİÇ- EMİÇ  [NASİBİNE ERİŞİLEN]
EBİT ESİNÇ  [ DÜZENDEKİ]
ÖG ERİN  [ KRAL OLARAK]
ESİTİBİN ONÇ [BİLİNEN]
İK USUN [İKİLİ VÜCUT]
İS A İTÜ [ "CAN EDİLMİŞTİR, (CAN HALİNE GETİRİLMİŞTİR)]
ATAB UÇA ONUNÇ [ (VÜCUTTAN) ATILARAK UÇMAYA MUVAFFAK OLMUŞ OLMASI HASEBİYLE]
ONÇ ESİKİÇÜ [BU ŞEKİLDE BİR TECELLİ İLE]
Okuyan : Sn. Kazım Mirşan


Midasta Sunak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kopmuşuz bizler o öz varlık olan manzaradan
Bahseder gerçi duyanlar o onulmaz yaradan.
Derler ki: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük
Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük. (Y. Kemal Beyatlı)